Pages

26 Kasım 2013 Salı

Gerekçeli karar



Gerekçeli karar
TC.
İSTANBUL
6 NOLU DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ

TÜRK ULUSU ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ İSTANBUL 6. NOLU DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİNİN
02.04.2001 GÜNLÜ KARARIDIR.
ESAS NO: 1999/19
KARAR NO: 2001/105
C. SAVCISI NO:1999/34
                                       
BAŞKAN: METİN ÇETİNBAŞ-24570
ÜYE: RAŞİT ERGİN-26486
ÜYE: ALİ TAMER TARGAN-24472
C. SAVCISI: ALİ CENGİZ HACIOSMANOĞLU-28340
KATİP: ZEYNEP DENİZ-134
SANIKLAR: 1-SALİH İZZET ERDİŞ: Şerif Muammer ve Sabriye’den olma, Erzincan 25.12.1950 d.lu. Eskişehir, Merkez, İstiklal Mahallesi C: 034-02, ASN :217, BSN: 5 de nüfusa kayıtlı. Halen İstanbul Tuzla, Manastır Mevkii, G-26 Sokak, No:14’de oturur, yazar, evli, 2 çocuklu, okuryazar, sabıkasız. KARTAL ÖZEL TİP CEZAEVİNDE TUTUKLU.
VEKİLİ: Av. Ahmet Arslan, Av. Güven Yılmaz, Av. Hasan Ölçer, Av. Harun Yüksel.
GÖZETİM TRH: 29.12.1998-4.1.1999
TEVKİF TARİHİ: 4.1.1999
(…)
SUÇ: 1-MEVCUT ANAYASAL DÜZENİ SİLAH ZORU İLEDEĞİŞTİRMEYE TEŞEBBÜS ETMEK (Sanık Salih İzzet Erdiş hakkında)
(…)
SUÇ TARİHİ: 29.12.19998 ve ÖNCESİ.
KARAR TARİHİ: 02.04.2001
Yukarıda mesnet suçları ve açık kimlikleri yazılı bulunan sanıklar hakkında mahkememizce yapılan yargılama sonucunda/
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
İstanbul DGM. C. Başsavcılığının Hazırlık 1998/2956 Sayılı, 12.01.1999 tarihli iddianamesiyle;
Sanıklardan Salih İzzet Erdiş hakkında İBDA/C isimli yasadışı silâhlı terör örgütü kurup yöneterek TCK. 146/1. Maddesi gereğince Mevcut Anayasal Düzeni Silâh Zoruyla Değiştirmeye Teşebbüs suçundan cezalandırılması istemiyle,
(…)
Mahkememizde kamu davası açılmıştır.
Adana DGM. C. Başsavcılığının Hazırlık 1998/275 sayılı 10.06.1998 tarihli iddianamesiyle sanık Salih İzzet Erdiş hakkında İBDA/C ULTRA FORCE isimli silâhlı terör örgütünün amir ve kumandaya haiz yöneticisi olmak suçundan TCK.nun 168/2, 3713 S.K. 5, TCK 31,33,40 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Adana DGM.ne kamu davası açılmıştır.
Adana DGM.nin E. 1998/258 sayılı K. 1999/175 sayılı 22.07.1999 tarihli görevsizlik kararıyla sanık Salih İzzet Erdiş hakkında mahkememizde TCK.nun 146/1. Maddesi gereğince cezalandırılması için açılan dava nedeniyle her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan mahkememizin kabulü doğrultusunda birleştirme kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA :
C. Savcısı mütalaasında iddianameyi tekrar etmiş ve özetle:
“Örgüt yapılanması, örgütün amacı ile ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğüne yazılan yazı sonrası, Emniyet birimlerinde örgütle ilgili bilgilerin değerlendirilmesi sonucu düzenlenen yazıda İBDA/C isimli örgütün liderinin Kumandan Salih Mirzabeyoğlu (Kod) adlı Salih İzzet Erdiş olduğu, İBDA/C örgütünün amacının Anayasal Düzenini cebir ile değiştirip tüm Ortadoğu ülkelerini kapsayan dini esaslara dayalı federal yapıda bir İslâm devleti kurmak olduğu, örgütün yapısının Kumandan (Kod) Salih İzzet Erdiş’in yazmış olduğu kitablardan etkilenen şahısların herhangi bir hiyerarşik yapılanması olmaksızın birbirlerinden bağımsız hareket eden cephe hareketleri oluşturulduğu kendiliğinden zuhur adıyla oluşturulan bu cephelerin bağımsız olarak değişik eylem kararı alarak bu eylemleri gerçekleştirdikleri belirtilmiştir.
Her ne kadar Adana DGM C. Başsavcılığının sanık Salih İzzet Erdiş aleyhine açtığı 10.06.1998 günlü, 1998/197 iddianame numarasıyla İBDA/C ULTRA FORCE isimli silâhlı terör örgütünün amir ve kumandaya haiz üyesi olmak suçundan TCK.nun 168/1,3713 S.K. 5. Maddeleri gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmış, bu dava Adana DGM’nin 11.07.1999 tarih ve 1999/175 sayılı kararıyla mahkememizin 1999/19 esas sayılı dosyamızla mevcut olan dava konusu içerisinde mütalaa edilmesi gerektiği ve mükerrer dava olarak kabul edilip CMUK 253/3. Maddesi gereğince açılan bu davanın reddine karar verilmesi,
Her ne kadar sanık Salih İzzet Erdiş aşamalardaki ifadesinde kendisinin İBDA/C isimli örgütün lideri olmadığını kendisinin İBDA fikriyatını savunduğu ve bu fikriyatın yayılması için gayret gösterdiği İBDA/C isimli örgütün illegal yapısından sorumlu olamayacağı bu eylemleri gerçekleştiren şahıslara doğrudan herhangi bir eylem talimatını vermediğini özetle ifade etmiş ise de;
TCK.nun 146/1. Maddesinde ifade edilen Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununda öngörülen düzeni ilgaya cebren teşebbüs etmek eyleminin cezai müeyyidesinin tarif edildiği, burada kastedilen düzenin içerisinde Türkiye Devletinin şeklinin Cumhuriyet olduğu ve bunun Anayasanın 1. Maddesinde belirtildiği, Anayasamızın 2. Maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri açıklanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk Milliyetçiliğine bağlı Demokratik, Laik ve Sosyal bir hukuk devleti olduğunun açıklandığı, devletin bütünlüğü, egemenliği yasama, yürütme ve yargı organları konulmak şekliyle Anayasamızda belirtildiği,
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal Düzenini oluşturan temel ilkelere aykırı açıklamaları kapsayan bildirilerin dağıtılması, buna dair sloganların atılması, örgüte bağlı elemanların gerçekleştirdikleri eylemlerde ve toplantılarda, buna ilişkin sloganlar atılması, örgütün kullandığı el işaretlerinin yapılması, gerçekleştirilen eylemlerin aynı amaç ve strateji doğrultusunda ve bir organizasyon dahilinde gerçekleştirilerek ortaya konulması ve amacın da Devletin Anayasa ile çizilmiş sistemlerinden birine veya bir kaçına yönelik olması, bu amaçla ülke genelinde değişik eylemlerin gerçekleştirilmesi, eylemlerin işlenme şekli, zamanı, vahameti, etkisi TCK.nun 146/1. Maddesinde öngörülen suçundan bir tehlike suçu olması göz önünde bulundurulduğundan İBDA/C örgütünün gerçekleştirmiş olduğu eylemler sebebiyle örgütün lideri ve kumandanı konumundaki sanık Salih İzzet Erdiş’in eylemlerinin TCK.nun 146/1 maddesini ihlal şeklinde vasıflandırılması gerektiği,
Sanıkların açıkça ifade ettikleri ve kurmayı düşündükleri devlet sistemi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. Maddesinde belirtilen laiklik ilkesine aykırı bir devlet şekli olduğu ve amaçlarının devletin laik düzenine aykırı bir sistem geliştirmek olduğu açıktır.
Anayasanın 2. Maddesinde Cumhuriyetin temel ilkeleri arasında sayılan laikliğin dini özgürlük, din ve devlet işlerinin ayrı olmak üzere iki yönünün bulunduğu, Anayasanın 24. Maddesinin ilk fıkrasında herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahib olduğu, bu özgürlüğün herkesin dilediği dini inanç ve kanaatine sahib olabileceğini tanımladığı gibi kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı hususunu da içermektedir. Laikliğin ikinci önemli unsuru olan din ve devlet işlerinin ayrılığı ise resmi bir devlet dininin olmaması, devletin dini inançları ne olursa olsun kişilere eşit davranması, din kurumları ile devlet kurumlarının ayrı tutulmasını ifade etmektedir. Laikliğin Türk İnkılabı açısından taşıdığı temel önem nedeniyle onun Anayasamızda özel olarak konulması sonucunu doğurmuştur.
Sanıkların Anayasamızın 2. Maddesinde ifade edildiği gibi Cumhuriyetin temel ilkelerinden sayılan laiklik ilkesine aykırı olarak Devletin temel nizamını değiştirmeye yönelik yoğun, sistemli, planlı faaliyetleri gözönünde bulundurduğundan TCK.nun 146. Maddesinde ifade edilen Anayasal Düzeni Değiştirmeye yönelik faaliyetler içerisinde bulundukları, iddia, sanıkların ikrarı, sanıkların oluşturdukları İBDA/C yapılanması içerisinde kendi anlatımlarına göre kendiliğinden zuhur diyalektiği örgüte bağlı şahısların gerçekleştirmiş oldukları eylemlere ilişkin fezleke evrakları, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen dokümanlar, silâhlar, örgüte ilişkin bayrak, flama v.b materyaller ve tüm dosya kapsamı ile sübuta ermiştir.
(…)
Sanık Salih İzzet Erdiş’in zaptedilen 34 PV 834 plakalı aracının örgüt amaçlarına tahsis edildiği hususunda herhangi bir delil elde edilememesi, ayrıca emanete alınan ve sanığın çantasında ele geçen 25.000 Alman Markı, 10.000 Amerikan Doları ve 8.000 Fransız Frangı ile evinde ele geçirilen 14 Cumhuriyet Altını, Kamera, Cep Telefonu, Daktilonun yasadışı örgütün parası ve eşyaları olduğu hususunda herhangi bir delil elde edilemediği, sanığın aşamalar boyu savunmasında para ve eşyaların şahsi malı olduğunu beyan etmesi karşısında emanetteki dövizler ve altının sanığa iadesi, Hüsnü Göktaş’ın evinde ele geçen ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği ruhsatlı av tüfeğinin herhangi bir suçtan kullanılmaması ve münhasıran suç teşkil etmediğinden Hüsnü Göktaş’a iadesi, sanık Salih İzzet Erdiş’in evinde ele geçen, tabancalar, tüfekler, örgüte ait bayrak ve kitabların TCK.nun 36. Maddesi gereğince müsaderesine, dosya içerisinde mevcut belge ve dokümanların mahiyetindeki zaptedilen eşyaların delil olarak dosyada muhafazasına, yukarıdaki gerekçeler gözönünde tutularak netice itibariyle:
 (…)
1.           Sanık Salih İzzet Erdiş aleyhine açılan ve Adana DGM’nin
22.07.1999 tarih ve 1999/175 sayılı kararı ile dosyamız ile birleştirilmesine karar verilen İBDA/C ULTRA FORCE isimli silâhlı terör örgütünün amir ve kumandaya haiz üyesi olmak suçu ile ilgili davanın mükerrer dava olarak kabulü ilk CMUK 253/3. Maddesi gereğince,
2.           Sanık Salih İzzet Erdiş’in TCK 146/1. Maddesi gereğince
Cezalandırılmasına,
 
3.           Sanıkların ev ve iş yerlerinde ele geçirilen Adli emanetin 1999/25 sırasında kayıtlı tabancalar, gaz tabancası, tüfekler, örgüt bayrağının TCK 36. Maddesi gereğince müsaderelerine, dosya içerisindeki mevcut belge niteliğindeki dokümanların delil olarak dosyada muhafazasına.
4.           Örgüte ait olduğu ve örgüt çalışmalarına tahsis edildiği tespit edilemeyen 34 PV 834 plaka sayılı otunun, emanete alınan paralar, altın, kamera, daktilo ve cep telefonunun sahibine iadesine karar verilmesi taleb ve mütalaa olunur” denmiştir.
(…)
Sanık Salih İzzet ERDİŞ ifadelerinde:
Poliste verdiği ifadesinde özetle: (K.2 D.119)
“1991 yılında çıkan ABD-IRAK arasındaki Körfez Savaşı sırasında düzenlenen protesto mitingleri esnasında hakkımda yayınlanan röportaj konuşmalarından dolayı polis tarafından alındım ve tutuklanarak 4 ay kadar yattım. Düşünce suçlarına çıkan af münasebetiyle serbest bırakıldım. Cezaevinden çıktıktan sonra Bursa’da ikamet eden babam ve ailemden ve arabamdan temin ettiğim para ile Küçükyalı’da kendi adıma bir daire satın alıp burada ikamete başladım. 1997 yılına kadar burada oturduktan sonra Mehmet Fazıl Aslantürk marifetiyle bir ev kiraladım. Kira kontratı Mehmet Fazıl Aslantürk’ün üzerinedir. Halen bu evde ikamet etmekteyim.
1991 yılında cezaevinden çıktıktan sonra bugüne kadar herhangi bir işle uğraşmadım. Yalnızca evime kapanıp kitab yazdım. Yazmış olduğum kitablarımın yayınlandığı İBDA yayınevinden ihtiyaç duyduğum kadarıyla aldığım paradan başka Kıvam Hukuk Bürosu’nun %10 hissedarıyım. Fakat bu ortaklıkta resmi bir konumum yoktur. Ayrıca Mehmet Fazıl Aslantürk’ün ortaklarından olduğu Pendik Halk Ekmek fabrikasına kar payı almak üzere vermiş olduğum 2 milyar lira karşılığında bana ödenen aylık 130 milyon lira gelir bulunmaktadır.
Benim herhangi bir siyasi parti, sendika, dernek gibi yerlere üyeliğim yoktur. Ben hâlen mevcut olan siyasi partilerin hiçbirisini benimsemiyorum. Şer’i esaslara dayalı bir İslâm devletini istiyorum. Benim fikriyatımın temelinde İslâm anlayışının bir ürünü olan İBDA, yani İslâmî Büyük Doğu Akıncıları oluşmuştur.
İBDA benim kendi fikriyatımdır. Kelime mânâsı olarak benzersiz oluştur. Kendiliğinden Zuhur Diyalektiğidir. Yani Necip Fazıl Kısakürek’in İBDA grubu olarak bizim çıkardığımız Akıncı Güç dergisindeki yazısında da ifade ettiği gibi, hiç beklemediği bir yerden ışık fışkırdığı olarak belirtilen görüşün isimlendirilmiş şeklidir. Bu da gerektiği yerde gerekeni yapmak mânâsındadır. Bu bağlamda kendi isimleri ile anılan ve kendi başına bir şeyler yapmak isteyen karar ve sorumlulukları kendisine ait olan cepheleri ifade eder. Bu cepheler İBDA fikriyatını benimsemiş olanlardan oluşur. İBDA’nın daha önce de söylediğim gibi, kelime mânâsı olarak zengin bir içeriği vardır (İcat, İhtira, Benzersiz Oluş, Yeni Oluş) gibi mânâlara gelir. Fakat bizim eylemsel boyutta icraatlara başladığımız tarih olan 1988 yıllarında basın tarafından İslâmî Büyük Doğu Akıncılar mânâsına gelen bir yakıştırma yapıldı. Biz de zamanla bu yakıştırma ismi kabullendik. Dolayısıyla örgütün ismi İBDA yani İslâmî Büyük Doğu Akıncıları olarak yerleşti. Kendinden Zuhur Diyalektiğini İBDA fikriyatını benimseyenler içerisinde cepheler oluşmasını sağladı. Cepheleşme fikri de benim tavsiyelerim üzerine ortaya çıkmıştır. Konferanslarımda bu konuya değinmişimdir. Bu konferanslarım kitab hâline getirilmiştir. Üç Işık kitabımda ve röportajlarımın kitaplaştırıldığı Adımlar kitabımda da bu konulardan bahsedilmektedir.
Cepheleşmeyi, gerektiği zaman gerekeni yapmak şeklinde ifade etmişimdir. Bu ifade neticesinde legal ve illegal cephe yapılanmaları oluşmuştur.
Taraf, Ak Zuhur, Ak Doğuş, Akademya, Siyah Bayrak, Akıncı Yolu dergileri ve KİP (Kitle İletişim Propaganda) Lokali gibi legal cepheler ile İslâmî Kısas Kıtaları, KİŞK (Kartal İhtilalci Şeriat Kıtaları), ŞCAİT (Şehit Cahit Ayaz İntikam Timleri) gibi 80 civarında illegal cepheler oluşmuştur. Legal ve illegal cephelerin bu faaliyetleri neticesinde devlet otoritesi ve kanunlarının işlerliği zayıflayacak ve bir kargaşa ortamı oluşacak daha sonra İslâm Devletinin kuruluş aşamasına geçilecektir.
Bu, o ortamın durumuna göre mümkünse kanunî yollardan, mümkün değilse de kanun dışı yollardan olacak; yani Devrim yolu ile Başyücelik Devleti ismiyle İslâm Devleti kurulması sağlanacaktır.
Ben aşağı yukarı 1978’den beri açıkça Türkiye’de İslâm Devletinin ancak Devrim yolu ile olacağını her fırsatta yazmış ve anlatmışımdır. Mesela Gölge ve Akıncı Güç dergileri, Rapor dergileri ile vermiş olduğum konferans ve mülâkatlarda ve konferansların kitablaştırıldığı Üç Işık ve Adımlar isimli kitabımda bu konuları görmek mümkündür.
Bu yüzden benim özel olarak hiç kimseye tâlimat vermeme gerek yoktur. Silâhlanmayı tavsiye eden merci olarak beni gösterseler de hiç kimseye benim bunu kendisine tâlimatla yaptırdığımı söyleyemez. Bu 1977’den başlayan harekâtın genel bir havasıdır. Bütün bu faaliyetlerin neticesinde de amaca ulaşmak umulmaktadır. Amacımız İslâm Devrimini gerçekleştirip İslâm devletinin kurulmasını sağlamaktır. Bu İslâm Devletinin ismi Başyücelik Devleti olacaktır.
Başyücelik Devleti Türkiye Başkanlığında ve Başşehri İstanbul olan bir İslâm Devletidir.
Başyücelik Devletinde (Başyüce) (Yüceler Kurultayı) tarafından seçilir. Yüceler Kurultayı her sahada mevzuunda temayüz etmiş yani, dalının uzmanı hâline gelmiş en üstün şahsiyetlerden meydana getirilecektir. Sembolik bir rakamla (101) kişiden oluşur. Bunların kendi aralarında seçtiği, yani seçilen kişilerin seçtiği Başyüce, Yüceler Kurultayından bir kişiyi Başvekil atar ve onun seçtiği sembolik bir rakamla (11) kişiyi onaylar. Veya kendi isteğiyle onaylamaz. Bu (11) kişi bizim anlayacağımız mânâyla Bakanlar Kurulunu oluşturur. Hükümet üyeleri Bakanlar Kurultayından olduğu gibi dışarıdan da seçilebilir. Başyüce, savaş zamanında da ordunun sembolik olarak başıdır. Başbuğ kıdemine göre Başyüce tarafından atanan Başkomutandır, yani bugünkü tâbiriyle Genel Kurmay Başkanıdır. Bağbuğ, Başyüce adına ordunun başıdır. Memleketin kültür mayasını şekillendirmek için her türlü mevzu, buluş ve keşif sahibi, fikir, sanat ve ilim sahibi şahsiyetlerinden gerektiği kadar sayıda meydana gelen Büyük Doğu Akademyasıdır. Bunlar kendi öz işlerinde keşif ve buluş peşinde olmaktan başka kimseye hesab vermezler. Başyüce 40 yaşından aşağı olmamak kaydı ile 5 sene için seçilir. Yüceler Kurultayı ölüm veya herhangi bir sebeble ayrılma zorunluluğunda kendi yerine geçecek olanları işaretler. Yani yedek üye seçer. Başyüceye bağlı olarak Yüce Din Dairesi sadece dinî ölçülerle kayıtlıdır. (Şeyhülislamın rolüdür). Başvekile bağlı vekaletlere her vekalet sembolik olarak 3 veya daha çok müsteşar atar. Bu sayı bir miktar azalabilir veya artabilir.
Başyücelik Devletini şematize etmek gerekirse şöyle bir tablo meydana gelir. Devletin başkanı Başyücedir ve Yüceler Kurultayı tarafından 5 yıllığına seçilir ve süresi dolduktan sonra tekrar seçilemez.
İBDA/C örgütü fikriyatı içerisinde baş ve işaret parmaklarının gösterilmesinden oluşan amblem vardır. 1977-1978’de Gölge dergisinin ikinci döneminde derginin amblemi olarak böyle bir şey düşünülmüştür. Ancak kullanılmadı. Şahadet parmağı çeşitli anlamlara gelir. Kelime-i Şahadet anlamı, Şehitlik Şuuru anlamı (bu anlam İBDA Diyalektiği isimli benim yazmış olduğum kitabın sonunda belirtilmiştir), Büyük Doğu’nun mânâsına şahitlik anlamına da gelir. Necib Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu İdeolocyasına bağlılık ve şahadet anlamına da gelir. Başparmak, Büyük Doğu İdeolocyasının en bariz fikridir. Yani her türlü bulaşa değinmeye açık olan üretken bir fikri ifade eder. Genel anlamı; işaret parmağı Allah’ın varlığı ve birliğini, başparmak ise İBDA fikriyatını ifade eder.
İBDA/C örgütü fikriyatı içerisinde bir de Başyücelik devletinin bayrağı söz konusudur. Bayrak mavi zemin üzerinde (üç) hilal (bir) yıldız motifinden oluşur. Mavi renk değişik anlamlara gelir. Bunlardan biri (dünyanın neşesi gitti) kudurreti (kederlilik) mânâsına gelen hadisten dolayı Peygamber Efendimiz’in sonraki devri keder devri olduğu anlaşılmaktadır. Keder sözlük mânâsıyla yani kökünden üretilecek mânâ ile, (mavi, su, gökyüzü) gibi anlamlara dağılan mânâları vardır. İslâm Devletinin Başyücelik Devleti altında toplandığı ve bunun ifade şekli olan bir bayrak (üç) hilal Osmanlı Devletini (bir) yıldız motifi de onun devamı olduğunu ifade eder.
İBDA/C örgütünün amacı; İslâmî usullere dayalı olan ve ismi Başyücelik Devleti olarak adlandırılan Türkiye başkanlığında İstanbul’un başkenti olduğu bütün İslâm devletlerini bir araya toplamaktır. Stratejisi ise legal veya illegal kurulan cephe faaliyetleriyle bu amaca ulaşmaya çalışmaktır.
Benim herhangi bir cephe oluşmasında ve eylem yapılmasında özel bir emrim söz konusu değildir. İBDA konusu ile ilgili fikirlerimi ve emirlerimi daha önce isimlerini verdiğim kitablarımdan, dergiler ve yayınlardan çıkartılan mânâlar neticesinde cepheler oluşturulur. Cephelerin faaliyetlerinin neticesinden oluşacağı muhtemel otorite boşluğundan yararlanılarak İslâm devletinin kurulması amaçlanmaktadır. Benim kanaatime göre İslâm devletinin kurulması ancak devrimle mümkündür.
İBDA/C örgütünde klasik örgütlerdeki hücreleşme söz konusu değildir. Birbirlerinden bağımsız olarak cephelerden müteşekkildir. Cepheleri kuran örgüt mensublarının yaptıkları bombalama, molotoflama, kitab ve dergiler çıkarma veya dergilerde yayınlanmak üzere yazı hazırlama gibi eylemsel faaliyetleri kendi inisiyatifleri ve becerileri nisbetinde yapmaktadırlar.
İBDA/C örgütünün fikriyatının oluşmaya başladığı 1984 yılından 1989 yılına kadar oluşturulan cephelerde benim etkim vardır.
Bu cephelerden legal olanlar;
1.Tavır Dergisi Cephesi; legal bir dergidir benim iznim dâhilinde çıkmıştır. Bu dergiyi kimin çıkardığını hatırlamıyorum. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
2. Öfke Dergisi Cephesi; legal bir dergidir. Benim iznim dâhilinde çıkmıştır. Bu dergiyi Ali Hışıroğlu çıkarmıştır. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
3. KİP Lokali Cephesi; izinli bir lokal olup sohbetlerin yapıldığı ve kitab satımının yapıldığı, çay ocağı şeklinde bir yerdir. Burasını şu anda ismini hatırladıklarımdan Mehmet Tarakçı çalıştırmıştır. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
4. Karar Dergisi Cephesi; Mustafa Saka veya Ali Hışıroğlu çıkarmış olabilir. Halen faaliyette bulunmamaktadır.
5. Ak Doğuş Dergisi Cephesi; Benden habersiz olarak Mustafa Saka, Hayrettin Soykan ve Sinami Orhan birlikte çıkardılar. Halen faaliyette bulunmamaktadır.
6. Taraf Dergisi Cephesi; Kazım Albayrak benden habersiz çıkardı. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
Benim yakalanıp cezaevine girdiğim tarih olan 1991 yılından sonraki kurulan cephelerde bizzat etkim veya talimatım olmamıştır. Fakat bildiğim cepheler bulunmaktadır. Bunlar;
1.           Taraf Dergisi Cephesi; Kazım Albayrak tarafından çıkartıldı. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
2.           Tahkim Dergisi Cephesi; Mustafa Saka, Hayreddin Soykan ve Sinami Orhan birlikte çıkarttılar.
3.           Ak Zuhur Dergisi Cephesi; Hayreddin Soykan çıkardı. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
4.           Akıncı Yolu Dergisi Cephesi; Genç isimler çıkardı. İsimlerini bilmiyorum. Hâlen faaliyette bulunmamaktadır.
5.           Akademya Dergisi Cephesi; Selim Gürsel ve Hayreddin Soykan birlikte çıkardılar. Hâlen iki üç ayda bir çıkmaktadır adresini bilmiyorum.
6.           Siyah Bayrak Dergisi Cephesi; Sinami Orhan çıkardı. Hâlen yayını bulunmamaktadır.
7.           REFREF Kitapevi Cephesi; Saadeddin Ustaosmanoğlu kurdu. Hâlen dağıtım işi yapmamaktadır. Cağaloğlunda bulumaktadır.
Bu cephelerden illegal olanlardan bildiklerim şunlardır;
1.           İBDA/C –İKK (İslâmî Kısas Kıtaları) Ali Osman Zor kurdu. Başka isimler tanımıyorum.
2.           ŞCAİT (Şehit Cahit Ayaz İntikam Timleri); (Cahit Ayaz tarihten 3-4 sene kadar önce Ankara Atatürkçü Düşünce Derneğine bomba koyarken bombanın elinde patlaması sonucu öldü) kurucusunu bilmiyorum. Kimseyi tanımam.
3.           Mehmet Fırat’ın kurduğu bir cephe vardır. Cephe ismini bilmiyorum. Kendisini şahsen tanımıyorum.
4.           ULTRA FORCE Cephesi; (Büyük güç anlamına gelir) Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta 1992 yıllarında kurulmuştur. Kurucularını tanımıyorum.
5.           Seyyar Tim Cephesi; Ahmet Berki Bursa ilinde 1994-1995 yıllarında kurmuştur. Kendisi hâlen cezaevindedir. Bu cephede Mustafa Aşif ismini duydum.
6.           KŞİK (Kartal Şeriatçı İntikam Komandoları) Cephesi; Gençler kurmuş, kurucularını bilmiyorum.
Ayrıca isimlerini bilmediğim 80 civarında illegal cephe bulunmaktadır. 1991 yılından sonra kurulan legal ve illegal cepheler de organik bir bağım yoktur.
Fikir bazında İBDA/C örgütünün liderliği bana aittir, fakat eylemsel planda kim hangi cephede faaliyet gösteriyorsa o cephenin sorumlusudur. Dolayısıyla eylem bazında Türkiye lideri söz konusu değildir. Bunu kitablarımda işlerim ve herkes kendisi ayrıca bir emir almak ihtiyacı hissetmeksizin, kendi kanaatleri doğrultusunda illegal olarak, bombalama, kurşunlama, molotoflama gibi eylemler yaparlar.
Komutan sıfatına gelince; bu tabir 1978-1979’da Akıncı Güç Dergisinin çıkışında, benim derginin havasını temsil eder fikriyatımdan dolayı, bir nevi arkadaşlar arasında gıyabımdaki konuşmaları sırasında lakab şeklinde, üstad nevinde kullanmaktadırlar. İBDA/C örgüt mensublarının örgüt lideri olarak beni gösteriyor olmaları normaldir. Bu örgütün gerek cepheleşme faaliyetleri olarak gerekse legal ve illegal eylemsel faaliyetler olarak fikir babalığını ben yaptım.
Özellikle Üç Işık, Adımlar, İdeoloji ve İhtilâl isimli kitablarımda bu eylemsel faaliyetlerimden açıkça bahsetmişimdir. Fakat 1991 yılından sonra kurulan legal veya illegal hiçbir cepheye doğrudan kurulması yönünde talimat ve emir vermedim. Zaten örgütün mantığı da bu değildir. Kendiliğinden Zuhur Diyalektiğine göre kendini İBDA fikriyatına adamış ve bulunduğu yerde bazı şeylerin değişmesi gerektiğine ve bazı faaliyetleri yapması gerektiğine inanan her İBDA/C örgütü mensubu kişi, bu cepheleri kurar. Bu cepheler silâhlı veya silâhsız olabilir. İsteyen istediği yerde ve istediği kadar kişiyle, istediği biçimde örgüt cephesi kurabilirler.
1984 yılına kadar İBDA/C örgütü fikriyatının oluşumuna kadar benim şahsım ve arkadaşlarımla çıkardığım dergiler, Gölge Birinci Dönem Dergisi, Yeni Gölge, Akıncı Güç Dergisi, Rapor Dergisi’dir.
İBDA/C örgütünün gerçekleştirdiği birçok öldürme, yaralama, molotof atma, bombalama, yazılama eylemleri olmuştur. Ben bunları yayınlardan izliyorum. Bunların haricinde benim bildiğim özel bir eylem yoktur.
İBDA/C örgütünde tanıdıklarım şunlardır: Kazım Albayrak, Ali Osman Zor, Mustafa Saka, Hayreddin Soykan, Sinami Orhan (Orhun), Harun Yüksel, Hasan Ölçer, Şükrü Sak, Süleyman Dal, Mehmet Tarakçı, Ahmet Güven, İbrahim Kapucu, Ali Hışıroğlu, Saadeddin Ustaosmanoğlu, Mehmet Fazıl Aslantürk, Metin Aslantürkiyeli, Ünsal Zor, Enis Duymaz, Ahmet Berke’dir.
Kullandığım oto ve ele geçen paralar bana aittir. Örgütsel paralar değildir.
Evimde yakalanan 7.65 mm. ÇEK VİZOR marka tabancayı 1991 yılında cezaevinden çıktıktan sonra almıştım. 9mm. Çaplı SAZAN marka silâhı 22 Calibre mermi atan dürbün tüfeği ve havalı tüfeği Metin Aslantürkiyeli’den 1998 yılı içerisinde 40 milyon lira karşılığı aldım. Onun bu silâhları nereden kimden aldığını bilmiyorum. Pompalı tüfeği 1991 yılında cezaevinde tanıştığım PİK (Partiye İslâmî Kürdistanî) örgütü üyesi Abdülhamit Turgut isimli şahıstan almıştım. İBDA bayrağını 1995 yılında Mehmet Tarakçı veya Şükrü Sak getirmişti. Bizim kanaatimize göre çok yakın bir zamanda, hatta 1999 yılında Türkiye karışıklıkların çıkacağı bir ülke olacaktır. Bu iç ve dış ruhî, siyasî, iktisadî bütün unsurları görülmektedir. Rusya’nın çöküşünün ardından dünyada kaos ve kargaşalıklar bekleyen bir insan olarak ben yukarıda saydığım silâhları aldım. Evimde ele geçen el yazması yazılarda genel anlamıyla Laik Cumhuriyete, Atatürk’e ve Devlet büyüklerine küfürlü sözleri ben yazdım” demiştir.
Sanık Salih İzzet Erdiş İstanbul DGM C. Başsavcılığında verdiği ifadesinde özetle: (K.2D.166)
Polisteki ifadesini tekrar etmiş, netice itibariyle Emniyette verdiği ifadelerinin kısmen doğru olduğunu, ifadesi alınırken isimlerini verdiği kişileri örgüt mensubu olarak gösterdikleri dışındaki beyanlarının doğru olduğunu, poliste maddi işkence görmediğini söylemiştir.
Sanık İstanbul DGM. Yd. Üyelikteki ifadesinde özetle: (K.2D.174)
Kendisinin İBDA/C örgütünün lideri olmadığını, İBDA fikriyatının temsilcisi olduğunu, polisteki ifadesinde üçüncü şahısları suçlar şekilde ifadesinin yazıldığını, Salih Mirzabeyoğlu diye kod adı kullanmadığını, uzun yıllardan beri yayıncılık yaptığını, bu yayınlarda Salih Mirzabeyoğlu mahlası ile yazılar yazdığını, suçsuz olduğunu söylemiştir.
Sanık mahkememizdeki savunmasında; önceki ifadelerini tekrar ile İBDA ve İBDA/C’nin ayrı ayrı birimler olduğunu İBDA/C diye bir örgüt bulunmadığını, kendisini İBDA fikriyatını savunduğunu söylemiş beraatine karar verilmesini taleb etmiştir.
DOSYAMIZDAKİ BAŞLICA DELİLLER :
Klasör 1 deki deliller :
1.           İBDA/C örgütüne üyelik, yardım yataklık suçlarından yargılanan şahısların hazırlık tahkikatındaki ifade örnekleri.
K-1,D-1 Mehmet Mustafa Aşık’ın hazırlıktaki beyanları.
K-1,D-2 Yılmaz Yüksel’in beyanları beyanları.
K-1,D-3 Harun Reşit Akkoyun’un beyanları.
K-1,D-4 Mehmet Gelgeç’in beyanları.
K-1,D-5 Hasan Kabak’ın beyanları.
K-1,D-6 Mahmut Karaca’nın beyanları.
K-1,D-7 Gökhan Ali Öztürk’ün beyanları.
K-1,D-8 Mehmet Tarakçı’nın beyanları.
K-1,D-9 Hüseyin Arı’nın beyanları.
K-1,D-10 Kemal Şişman’ın beyanları.
K-1,D-11 Mevlüt Dal’ın beyanları.
K-1,D-12 İbrahim Kapucu’nun beyanları.
K-1,D-13 Şükrü Sak’ın beyanları.
K-1,D-14 Burak Çileli’nin beyanları.
K-1,D-15 Mehmet Fatih Aydın’ın beyanları.
K-1,D-16 Yahya Yıldırım’ın beyanları.
K-1,D-17 Mevlüt Koç’un beyanları.
K-1,D-18 Harun Yüksel’in beyanları.
K-1,D-19 Kazım Albayrak’ın beyanları.
K-1,D-20 Şaban Çavdar’ın beyanları.
K-1,D-21 Osman Nuri Çoğalt’ın beyanları.
K-1,D-22 Ali Osman Zor’un beyanları.
K-1,D-23 Mehmet Galis Turan’ın beyanları.
K-1,D-24 Mehmet Fırat’ın beyanları.
K-1,D-25 İbrahim Tatlı’nın beyanları.
K-1,D-26 Muhtelif Sanır’ın beyanları.
K-1,D-27 Umut Demir’in beyanları.
K-1,D-28 Kadir Karamustafa’nı beyanları.
2.           İBDA/C örgütü mensupbları ve bu örgüte ve mensublarına yardım ve yataklık eden şahıslar hakkında açılan davalar için İstanbul DGM C. Başsavcılığının 1997/641 hazırlık sayılı davaya ilişkin dosya örneği.
Klasör 2 deki deliller:
K-2, D-1. 30.12.1998 tarihinde yakalanan Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun evinde ve Furkan isimli dergide yapılan aramada elde edilen ve balistik incelemesi yapılan el yazısı dokümanlar.
K-2,D-2. 29.12.1998 tarihinde yakalanan Salih İzzet Erdiş’in ikametinde ele geçirilen ve balistik incelemesi yapılan el yazısı dokümanlar.
K-2,D-3-27. 02.01.1998 tarihinde İBDA yayınevinde yapılan aramada ele geçirilen örgütsel dokümanlar. Cezaevinde bulunan örgüt mensublarıyla yapılan yazışmalar.
K-2,D-57. Hüsnü Göktaş’ın evinde yakalanan ve bir adet RÖHM RG-8 marka 8 mm. calibrelik kuru sıkı gaz tabancası, bir adet Magnum marka 45 Calibrelik kuru sıkı toplu tabanca ve buna ait 5 adet fişek. Bir adet 1724 seri numaralı 12’lik lazer av tüfeği, bir adet 2705 seri numaralı 12lik otomatik av tüfeği, bir adet 2975 seri numaralı 12’lik av tüfeği, bu tüfeklere ait 800 adet fişek yakalanmasına ilişkin tutanak.
K-2, D-67-76. Cezaevindeki İBDA/C tutuklu ve hükümlülerine ilişkin Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun yönettiği Furkan dergisinde ele geçen fotoğraflar.
K-2, D-77. 30.12. 1998 tarihinde yakalanan Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun evinde ele geçirilen rulo hâlinde hazırlanmış örgütün simge ve bayrağının numunesi.
K-2,D-78. Örgütün el yazması düşüncesine göre Başyücelik devlet şeması.
K-2,D-81. Sanık Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun Furkan dergisine ait işyerinde yapılan aramada yakalanması ve ele geçirilen örgütsel dokümanlara ilişkin tutanak.
K-2,D-83. Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun evinde yapılan aramada İBDA/C örgütünün bayrağı, örgütsel dokümanlara ilişkin tutanak.
K-2,D-95-103. Sanık Salih İzzet Erdiş’in kullandığı oto ile beraber yakalanması, otoda ele geçirilen el yazması dokümanlar.
K-2,D-104-108. Salih İzzet Erdiş’in evinde yapılan aramada;
Bir adet Sarsılmaz marka havalı tüfek, bir adet video kamera ve şarj cihazı, 12 adet BETA, bir adet VHP video kaseti, bir adet Ericsson marka cep telefonu, bir adet 7.65 mm.çaplı VİZOR marka tabanca, bir adet 9 mm. çaplı TARIK marka tabanca, bir adet 22 Calibre VARNİNG marka seri numarası kazınmış, üzerinde HAKKO marka dürbün monte edilmiş tüfek, bir adet MAG marka pompalı Amerikan yapısı tüfek, çok sayıda ele geçen silahlara ait fişek, bir adet 100x50 cm. ebadında İBDA/C bayrağı, bir adet 75x50 cm. ebadında tevhid bayrağı, çeşitli yasak kitablar, el yazısı dokümanlar ele geçirildiğine dair tutanak.
K-2, D-126. Ercan Budak’ın polisteki ifade örneği.
K-2, D-127. Levent Dülger’in polisteki ifade örneği.
K-2, D- 133.İBDA/C örgüt mensubu Fevzi İşalmaz’ın polisteki ifade örneği.
K-2, D-140. Ekspertiz raporu.(Saadeddin Ustaosmanoğlu’dan ve Salih İzzet Erdiş’te ele geçirilen bir kısım dokümanların bu şahısların el yazısı olduğuna dair)
K-2, D-144. Ekspertiz raporu. (Hüsnü Göktaş’ta ele geçen tüfek ve gaz tabancasına ilişkin emniyet raporu)
K-2, D-147. Ekspertiz raporu. (Salih İzzet Erdiş’te yakalanan silahlara ilişkin emniyet incelemesi)
K-2, D-175. Emanet makbuzu (İstanbul DGM C. Başsavcılığının 1999/25 sırasında kayıtlı)
K-2, D-178. İBDA/C örgütü ve Salih İzzet Erdiş hakkında ve silahlı terör örgütü olan İBDA/C örgütünün gerçekleştirdiği eylemler hakkında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün raporu.
Klasör 3’deki deliller :
K-3, D-1 Sanık Salih İzzet Erdiş hakkında İstanbul DGM C. Başsavcılığının 1998/1115 Hazırlık ve 1998/219 Karar sayılı yetkisizlik kararı.
K-3, D-2 İstanbul 6 no’lu DGM.nin 1999/213 esas, 2000/240 Karar sayılı 22.12.2000 tarihli kararı ve sanıklar İBRAHİM BAHTİYAR, YAŞAR BEKİR ŞENOL, HALİM ÖZ, ZÜHTÜ MÜNEVVER, REŞAT DOĞAN, AHMET ÇOLAK, ALİ İHSAN SEFA, YUSUF AKYILDIZ, ÖZER YILMAZ, BÜNYAMİN KOÇHAN’ın aşamalardaki ifade örnekleri.
K-3, D-3 İstanbul 6 nolu DGM.nin 2000/114 esas sayılı dava dosyasındaki sanıklar SÜRMANİ AÇIKGÖZ, RAİF YASAN, MEHMET SALH AKICI, YILMAZ AKICI, EBUBEKİR AKICI, YABAN ŞAH AKICI, ALAETTİN OĞUZ, ALİ DURAN, KENAN ÇEVİK, HALİM YAZICI, RAMAZAN AYDEMİR, MURAT ÖZTÜRK, HASİP OKUR, CEMAL İPEK, AYDIN AKICI’nın ifade örnekleri.
3. CERAİM EVRAKLARI (3 KLASÖR)
1 no’lu Ceraim Klasöründe:
Bursa ilinde İBDA/C adına bombalama, molotof kokteyli atma ve yazılama gibi gerçekleştirilen eylemler,
Malatya ilinde, bomba atma, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
Gaziantep ilinde İBDA/C örgütünün bomba atma, Molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler (ABDULLAH KÖÇER, İHSAN YILMAZ ve FEVZİ YILDIZ’ın yaralanması)
Hatay ilinde İBDA/C adına bombalama, molotof kokteyli atma, yazılama ile ilgili eylemler,
Kocaeli ilinde İBDA/C örgütü adına bomba atma molotof kokteyli atma yazılama gibi eylemler, (Şermin BİTER’in yaralanması)
Bolu ilinde bomba atma, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
Denizli ilinde İBDA/C adına bombalama, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
İzmir ilinde İBDA/C adına bombalama, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
Ankara ilinde İBDA/C adına bomba atma, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemlerle ilgili ceraim evrakının gönderildiği, (olayda bir şahsın yaralanması)
2 no’lu Ceraim Klasöründe;
19.01.1994 tarihinde Kadıköy ilçesi SHP binasının girişine bomba koyulması,
19.01.1994 tarihinde Beyazıt Camii avlusuna bomba koyulması,
19.01.1994 tarihinde Fatih Aksaray İnkılap caddesi önünde İSKİ binası önüne bomba koyulması,
Şanlıurfa ilinde İBDA/C adına bombalama, yazılama, molotof kokteyli atma,
Şanlıurfa ilinde bomba atma, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
Konya ilinde İBDA/C adına bombalama, molotof kokteyli atma, yazılama gibi eylemler,
Balıkesir ilinde İBDA/C örgütü adına bombalama, yazılama, molotof kokteyli atma ile ilgili evraklar,
3 no’lu Ceraim klasöründe:
18.01.1994 tarihinde Kadıköy ilçesi, Fikirtepe Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü spor salonu önünde çöp bidonuna bomba koyulması,
15.03.1994 tarihinde Karagümrük, Fevzipaşa cad. 2 Huzur birahanesine molotof kokteyli atılması, (olay sırasında birahanede müşteri olarak bulunan CEMAL ONAYLI’nın olay yerinde İLKER BAYAR, ERTAN ERSÖZ ve HALUK YÜZGEÇ isimli şahısların kaldırıldıkları hastanede ölmesi)
19.05.1994 tarihinde Beyoğlu ilçesinde bulunan Santa Maria kilisesine bomba atılması,
19.05.1994 tarihinde Beyoğlu ilçesi İstiklal cad. no: 327 sayılı yerde bulunan Sent Antuan Katolik kilisesine bomba koyulması,
04.04.1994 tarihinde Kağıthane ilçesi Çeliktepe İnönü cad. 14 sayılı yerde bulunan AŞİYAN birahanesine monotof kokteyli atılması, (EYÜP AYYILDIZ isimli şahsın yaralanması)
16.02.1995 tarihinde Gaziosmanpaşa Küçükköy Beşyüzevler’de bulunan Pamukbank şubesine bomba atılması,
17.02.1995 tarihinde Fatih Çarşamba’da bulunan Tekbir Giyim mağazasına bomba atılması,
17.02.1995 tarihinde Küçükköy 268.sk 19 sayılı yerde bulunan İmar Bankası’na bomba atılması,
19.02.1994 tarihinde Vatan caddesi Molla Şerif Camii yanında bulunan Pamukbank bankamatiğine molotof kokteyli atılması,
26.02.1995 tarihinde Eski Edirne Asfaltı 680 sayılı yerde bulunan Agora Meyhanesine bomba atılması,
01.03.1995 tarihinde Fatih ilçesi Yavuz Selim cad. 63 sayılı yerde faaliyet gösteren Tekbir giyim mağazasına bomba atılması,
27.02.1995 tarihinde Sultançifliği Türkiye Gazetesi bayiine bomba atılması,
17.02.1995 günü Fatih ilçesi Çarşamba’da bulunan Aya Yorgi kilisesine bomba atılması,
28.01.1995 günü Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy Kazım Karabekir mahallesinde ikamet eden Vakit gazetesi köşe yazarı Yaşar Kaplan’ın ikametgâhının önüne bomba koyulması,
17.02.1995 tarihinde Yaysat pazarlama A.Ş. Gameda başbayiine bomba atılması,
08.09.1994 tarihinde Gaziosmanpaşa ilçesi Beşyüzevler eski Edirne asfaltı Hürriyet mah. 266.sk. No:182 sayılı yerde faaliyet gösteren Garanti Bankası’na bomba atılması,
17.09.1994 tarihinde Bayrampaşa ilçesi Abdi İpekçi cad. No:74 sayılı yerde bulunan EGEBANK’a bomba atılması,
04.04.1994 tarihinde Kağıthane ilçesi Çeliktepe mah. İnönü cad. 12/1 sayılı yerde Necmettin Güner’e ait Aşiyan birahanesine monotof kokteyli atılması,
28.05.1994 günü Fatih ilçesi Balat semtinde bulunan Fener Rum Patrikhanesine bomba atılması,
23.08.1995 günü Refik saydam caddesi önünde bulunan Alarko Dikiş merkezine bomba atılması,
08.08.1995 tarihinde Beyoğlu ilçesi Talimhane Abdülhak Hamit cad. 27 sayılı yerde bulunan Ziraat Bankası bankamatiğine bomba atılması,
14.08.1995 tarihinde Beyoğlu ilçesi Karaköy Necatibey cad. 84 sayılı yerde bulunan Alarko şirketine bomba atılması,
16.11.1995 tarihinde Beyoğlu ilçesi Kemeraltı cad.71 sayılı yerde bulunan İş bankası şubesine molotof kokteyli atılması,
28.01.1995 tarihinde Gaziosmanpaşa Küçükköy Kazım Karabekir mah. Albayraklar sitesi 2 B-3 Blok K.3 D:5 sayılı yerde ikamet eden Canan Ceylan’ın evinin önüne bomba atılması,
01.02.1995 tarihinde Güngören ilçesi E-5 karayolu üzerinde bulunan Mc. Donalds’a bomba atılması,
01.02.1995 tarihinde Güngören ilçesi Merter Keresteciler sitesi Fatih caddesi üzerinde bulunan Pamuk bank şubesine bomba atılması,
28.05.1994 tarihinde Fatih ilçesinde bulunan Rum patrikhanesine bomba atılması,
25.12.1994 tarihinde Sivas Dayanışma Derneği (SİDAD)a bomba atılması,
29.09.1994 tarihinde Eminönü Milli Piyango ana bayii idare binasına bomba atılması,
29.12.1994 tarihinde Beşiktaş ilçesi Hashoran caddesi üzerinde bulunan Sinanpaşa pasajına bomba atılması, (GÖNÜL YILMAZ, NEŞE KURTULUŞ, GÜZİDE BİRİNCİ isimli şahısların yaralanması)
07.08.1994 tarihinde Çeliktepe İmalat sk. 2 nolu Dallas birahanesine bomba atılması, (EYÜP AYYILDIZ isimli şahsın yaralanması)
02.09.1994 tarihinde Beşiktaş ilçesi Dolmabahçe Caddesi üzerinde bulunan 69 numaralı Kazan birahanesine bomba atılması,
01.01.1995 tarihinde Etiler Nispetiye caddesi üzerinde faaliyet gösteren 24 numaralı Bulvar Bar’a bomba atılması, (NÜKTE KOFROL isimli şahıs ile KADRİ PRESÇİLER, ERKAN DÖKÜMCÜ, HALİT KAHRAMAN, ALP VEYSEL ORAK isimli şahısların yaralanması )
11.01.1995 tarihinde Fatih ilçesi, Akdeniz caddesi üzerinde bulunan Tekbir Giyim mağazasına bomba atılması,
24.08.1994 tarihinde Beyoğlu ilçesi İstiklâl caddesi üzerinde bulunan Fitaş 2 sinema salonuna bomba atılması,
29.08.1994 tarihinde Fatih ilçesi İtfaiye caddesi üzerinde bulunan otoyola molotof kokteyli atılması,
05.02.1995 tarihinde Fatih ilçesi Akdeniz caddesi üzerinde bulunan Tekbir giyim mağazasına bomba atılması,
24.08.1994 tarihinde Beyoğlu ilçesi Kurabiye sk. üzerinde bulunan çöp bidonuna bomba konulması, (DİMİTRİ İKNATOV, TANYA DİMİTROV, LDÇİZAR AVRAMAR ve BORİSLOV KARADEÇET isimli şahısların yaralanması)
31.10.1994 tarihinde Millet caddesinde bulunan Büyüksarı apartmanında ikamet eden Zübeyir Yitik’e ait daire kapısına bomba koyulması,
09.11.1994 tarihinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi A blok 5. Kat Dahiliye servisine bomba atılması eylemleri ile ilgili ceraim evrakları. (HASAN URCAN ve HALİT ÜNAL isimli şahısların yaralanması)
26.12.1996 günü Şişli İlçesi Merkez Mahallesinde (MUHSİN TINIK isimli şahsın bıçaklanması)
17.03.1990 günü İBDA/C adlı örgütle ilgili yazdığı eleştiri neticesindeki yazısından dolayı ZAMAN GAZETESİ köşe yazarı (FEHMİ KORU’yu örgüt liderinin verdiği talimat doğrultusunda darp edilmesi)
20.11.1995 günü Eski Edirne Asfaltı Metris Cezaevinin karşısında Güven Mermer önünde Metris Cezaevi’nde koruma memuru olarak çalışan (AZİZ BARAN isimli şahsın darp edilmesi)
27.03.1992 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kantininde (ŞÜKRÜ SEMİH BAKKAL isimli öğrencinin silâhla yaralanması)
SANIKLARIN FİİLİ VE HUKUKİ DURUMLARI :
(…)
SALİH İZZET ERDİŞ :
İddia; sanığın aşamalardaki tevilli ikrarları, bu ikrarları doğrulayan diğer sanık beyanları, yakalama tutanakları, ele geçirilen örgütsel dökümanlar, ceraim evrakları ve dosya kapsamına göre;
1968 yılında İstanbul Hukuk Fakültesine girmiştir. Bu nedenle İstanbul’a gelmiştir. 1971 yılında eğitimine ara vermiş Eskişehir’e gitmiş, 1973 yılında tekrar İstanbul’a dönmüş, Adalet Yüksek Okulu diploması almıştır.
1975 yılında Karaköy’deki Tekel İdaresinde işçi olarak çalışmaya başlamıştır.
1978 yılında Üsküdar’da elektrikçi dükkanı açmış, 1 yıl kadar çalıştırdıktan sonra kapatmış, daha sonra Gönüldaş Yayınevi kurarak 2 yıl kadar işletmiştir.
Sanık Gönüldaş Yayınevinin ismini İBDA yayınevi olarak değiştirip Mehmet Fazıl Aslantürk’e ait ESPAS saatçilik şirketinin 3 katlı binasının 1. katına taşınmış, daha sonra Mehmet Fazıl Aslantürk’e devretmiş, yayınevi faaliyetlerini Mehmet Tarakçı, Enes Duymaz, Süleyman Dal sürdürmüştür.
Sanık 1978 yılında kaleme aldığı kitablarını bu kitabevinde bastırmıştır.
1988 yılında gayri resmi sahibi olduğu İBDA yayınevi Cağaloğlu’ndaki adresine taşınmıştır.
1991 yılında Körfez savaşı sırasında protesto mitinglerindeki beyanatları nedeniyle tutuklanmış 4 ay kadar tutuklu kalmış, çıkarılan af ile cezaevinden tahliye olmuştur.
1997 yılında Mehmet Fazıl Aslantürk’ün bulup kira sözleşmesini kendi adına yaptığı evde oturmaya başlamıştır.
Sanık kendi beyanlarında açıkladığı gibi, Anayasal Demokratik ve Laik Cumhuriyeti benimsememektedir. Şer’i esaslara dayalı İslâm Devleti’ni benimsemektedir.
Sanık kendisine göre İBDA yani İslâmî Büyük Doğu Akıncıları fikriyatını benimsemektedir.
Necib Fazıl Kısakürek’in düşüncelerinden etkilenerek kurduğu ve mânâlandırdığı İBDA, kendisine göre gerektiği yerde gerekeni yapmayı öngören cepheleşmeleri ifade eder. Cepheler, İBDA fikriyatını benimsemiş olanlardan oluşur.
Cepheleşme fikri, sanığın tavsiyeleri ile ortaya çıkmıştır.
Sanığın tavsiye ve telkinleriyle legal ve illegal cepheler oluşmuştur.
Sanığın kendi beyanlarına göre Taraf, Ak Zuhur, Ak Doğuş, Akademya, Siyah Bayrak, Akıncı Yolu dergileri ile KİP (Kitle İletişim Propaganda) lakabı örgütün legal alanında faaliyet gösteren cepheleri, İslâmî Kısas Kıtaları, KİŞK (Kartal İhtilalci Şeriat Kıtaları), ŞCİAT (Şehit Cahit Ayaz Timleri) gibi 70-80 civarında illegal örgüt cephesi kurulmuştur.
Legal ve illegal cephelerin faaliyetleri neticesinde devlet otoritesi ve kanunların işlerliği zayıflayacak, kargaşa ortamı oluşacak, yasadışı devrim yoluyla şeriat esaslarına dayalı Başyücelik Devleti kurulacaktır.
Sanığın savunmalarında belirttiği gibi Şeriat Esaslarına dayalı Başyücelik Devletinin Bayrağı, işareti mevcuttur (Sanık Saadettin Ustaosmanoğlu’nun evinde örgüt bayrağı ele geçirilmiştir).
İBDA/C örgütünün amacı doğrultusunda Başyücelik Devletinin kurulması için, cephe mensubları bombalama, molotoflama, kitab-dergi çıkartma gibi faaliyetlerini yürüteceklerdir.
1991 yılına kadar kurulan legal ve illegal cephelerin kurulmasında bizzat sanığın talimatları olmuş, 1991 yılında cezaevine girdikten sonra sanık cephe faaliyetlerinde bizzat emir ve talimatı olmadığını söylemiştir.
Sanık fikir bazında İBDA/C örgütü liderliğini kabul etmekte fakat eylemsel alanda, liderliğin kendisinde olmadığını, ancak örgüt mensublarının kendisini lider olarak kabul etmesinin normal olduğunu söylemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Anayasal, Demokratik, Laik sistemini yıkmayı ve yerine şeriat esaslarına dayalı Başyücelik Devletini kurmayı amaçlayan sanığın, emir, telkin ve tavsiyeleri ile harekete geçen örgüt mensubları, deliler kısmında açıklandığı dosya içindeki ceraim evraklarında da açıkça görüldüğü üzere, tüm Türkiye’ye yayılmış bombalama, molotoflama, öldürme faaliyetlerine başlamış, bizzat sanığın kendisi ve örgüt mensubları özellikle 1999 yılında varsayımlarına göre çıkacak halk ayaklanmasından yararlanmak üzere daha ziyade silâhlanma faaliyetlerine başlamış, örgütün kurulduğu tarihten itibaren yüzlerce suç işlenmiş, özel, tüzel, resmi ve dini kurum ve kuruluşlara ve binalarına patlayıcılarla saldırılmış, vatandaşlarımızın yaralanmasına, ölmesine, maddî ve mânevî zarara uğratılmasına sebebiyet verilmiştir.
Sanığın kurup, emir, tavsiye ve telkinleriyle yönettiği İBDA/C örgütünün faaliyetleri neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yıkılmasından sonra kurmayı amaçladığı Başyücelik Devleti’nin, Başyüce sıfatıyla yöneticisi olmayı planlayıp amaçladığı kendisine en yakın örgüt mensublarının ve yakalanıp sorgulanan tüm örgüt mensublarının ya da örgüte yardım yataklık eden şahısların beyanlarında hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde, örgüt liderinin Kumandan Salih Mirzabeyoğlu (kod) Salih İzzet Erdiş’in olduğunu bildirmeleri karşısında, sanık Salih İzzet Erdiş’in örgüt lideri olmadığı yönündeki savunmalarına itibar etmek mümkün değildir.
Nitekim, sanığın Kumandan Kod adı da örgütü içindeki yerini, önemini, liderliğini hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koymaktadır.
Sanık Salih İzzet Erdiş’in kurup yönettiği İBDA/C örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Anayasa ile tesis edilmiş Demokratik, Laik hukuk düzenini silâhlı halk ayaklanması yoluyla değiştirmeye çalışan son yılların en tehlikeli terör örgütlerinden biridir.
Sanık Salih İzzet Erdiş’in üzerine atılı suçu işleyiş biçimi, suç sebeb ve saiki, suç işlemezden önceki ve sonraki olumsuz tutum ve davranışları, hiçbir pişmanlığının görülmeyişi, suç işleme konusundaki ısrarlı tutumu, tüm dosya kapsamına nazaran sanığın subut bulan eylemine göre TCK.nun 146/1. maddesi gereğince cezalandırılması yoluna gidilmiş, yukarıdaki gerekçeler ve dosya kapsamına nazaran, yasal unsurları oluşmadığından ve bir atıfet maddesi olmadığından sanık hakkında TCK.nun 59. Maddesi uygulanmamış, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda etraflıca izah edildiği üzere;
Sanık SALİH İZZET ERDİŞ’in,
A- Adana DGM C. Başsavcılığının hazırlık 1998/275 sayılı 10.6.1998 tarih, 1998/197 sayılı iddianamesi ile hakkında İBDA/C ULTRA FORCE isimli silâhlı terör örgütünün amir ve kumandaya haiz üyesi olmaktan TCK.nun 168/1, 3713 S.Y.nın 5 maddesi ve TCK.nun 31, 33 ve 40 maddeleri gereğince Adana DGM’ne açılan kamu davası irtibat nedeniyle E.1998/258, K:1999/175 sayılı 22.7.1999 tarihli karar ile birleştirilerek mahkememize gönderilmiş ise de;
Yukarıdaki suçtan görülen davayı da kapsayacak şekilde sanık hakkında İBDA/C isimli silâhlı terör örgütünün lideri olmak suçundan TCK.nun 146/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açıldığından, Adana DGM C. Başsavcılığının iddianamesi ile açılan davadaki eylemler de, sanığın mahkememizde yargılanmasına konu iddianamede gösterilen eylemler ve sevk maddesi içinde kaldığından bu suçun unsurlarından olduğundan açılan bu dava ile ilgili ayrıca karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
B- (Kumandan KOD –Salih Mirzabeyoğlu ) sanık Salih İzzet Erdiş’in silâhlı terör örgütü olan İBDA/C örgütünü kurarak örgütün gerçekleştirdiği birçok öldürme, yaralama ve diğer faaliyetlerinden dolayı doğan sorumluluğu, emir ve komutası gözönünde bulundurularak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın tamamını veya bir kısmını Tağyir ve Tebdil veya İlgaya ve Anayasa ile teşekkül etmiş olan T.B.M.M.’ni iskata veya vazifesini yapmaktan Men’e cebren teşebbüs etmekten eylemine uyan TCK.nun 146/1 MADDESİ GEREĞİNCE İDAM CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Yasak unsurları oluşmadığından ve bir atıfet maddesi olmadığından sanık hakkında TCK.nun 59 maddesinin TATBİKİNE TAKDİREN YER OLMADIĞINA,
Sanığa hükmolunan netice ceza nedeniyle TUTUKLULUK HÂLİNİN DEVAMINA, Hüküm özetinin bulunduğu cezaevine ilişkin İstanbul DGM C. Başsavcılığına derhal gönderilmesine,
(…)
4- İstanbul DGM emanetinin 1999/25 sırasında kayıtlı eşyalardan örgüte ait olduğu ve örgüt adına kullanıldığı tesbit olunmayan;
13. sırada kayıtlı Panasonic marka Kamera ve Şarj cihazı, 14. sırada kayıtlı Sony marka ses kayıt cihazı,
15. sıradaki Underwood 130 marka daktilo makinası ile sanık Salih İzzet Erdiş’in şahsi parası olduğunu savunduğu aksi de ispat edilemeyen 25 bin Alman markı, 10 bin Dolar ve 800 Frank’ın ve 14 cumhuriyet altının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Diğer emanette kayıtlı suçta kullanılan, örgüt adına alınan silâh, araç, gereç ve malzemenin TCK.nun 36. Maddesi gereğince MÜSADERESİNE,
Dosya arasında bulunan ve emanette bulunan kitablar, el yazısı dökümanların delil olarak DOSYADA MUHAFAZASINA,
34 PV 834 plakalı aracın karar kesinleştiğinde atılı suçlarla ilgisi ve suçta kullanıldığı tesbit edilemediğinden karar kesinleştiğinde RUHSAT SAHİBİNE İADESİNE,
5- Hakkındaki davanın kesin hükme bağlanması ertelenen Hüsnü Göktaş’a isabet eden yargılama giderinin yerinde bırakılarak mahkûm olan sanıklar SALİH İZZET ERDİŞ’in, SAADEDDİN USTAOSMANOĞLU ve MEHMET FAZIL ASLANTÜRK’e isabet eden 9.000.000 TL Adli tıp gideri,1.200.000 TL pota giderinden oluşan TOPLAM 10.200.000 TL YARGILAMA GİDERİNİN BU SANIKLARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİNE,
Dair sanıklar Salih İzzet Erdiş, Saadeddin Ustaosmanoğlu, Mehmet Fazıl Aslantürk ve Hüsnü Göktaş ile sanık Salih İzzet Erdiş vekilleri Av. Ahmet Arslan, Av. Güven Yılmaz, Av. Harun Yüksel yüzlerine karşı Av. Hasan Ölçer’in gıyabında sanık Saadeddin Ustaosmanoğlu vekili Av. Harun Yüksel’in yüzüne karşı, sanıklar Mehmet Fazıl Aslantürk ve Hüsnü Göktaş vekili Av. Mustafa Adnan Meher’in yüzüne karşı, C. Savcısı sayın ALİ CENGİZ HACIOSMANOĞLU’nun huzuru ile talebe uygun açık yargılama sonunda sanıklar SALİH İZZET ERDİŞ, SAADETTİN USTAOSMANOĞLU ve MEHMET FAZIL ASLANTÜRK yönünden RESEN, sanık HÜSNÜ GÖKTAŞ yönünden isteği bağlı olmak üzere temyizi kabil olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı
02-04-2001
BAŞKAN-24570 ÜYE-26486 ÜYE-24472 K-134
METİN ÇETİNBAŞ R.ERGİN ŞERAN A.TAMER TARGAN Z.DENİZ

0 yorum:

Yorum Gönder